Kronik kas ağrılarıyla kendini gösteren, uyku bozukluğu, uzun süren yorgunluk ve psikolojik yakınmaların eşlik ettiği fibromyalji hastalığı yumuşak doku romatizması grubunda yer alan bir sağlık sorunu. Her 10 kadına karşı 1 erkekte ortaya çıkıyor ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Sabahları uyanmakta zorluk çekiyorsunuz. Ev işi
yaparken, ya da bilgisayar başında boyun ve sırt ağrılarından
yakınıyorsunuz. Geceleri iyi uyuyamıyor, gün boyu kendinizi yorgun
hissediyorsunuz. Baş ağrısı, kabızlık, adet döneminde artan gerginlik
gibi sorunlar da yaşam kalitenizi azaltıyor. Nedeni tam olarak
bilinemeyen fibromyalji hastalığı, birçok kişinin doktor doktor
gezmesine neden oluyor.
Hastaların bazen "hastalık hastası" olarak
tanımlanmasına yol açan fibromyalji hastalığı toplumun yüzde 5 ile 20'
sinde görülebiliyor. Sakatlığa yol açmayan hastalık, yumuşak doku
romatizması grubunda yer alıyor. Kesin tanı konulabildiğinde başarıyla
tedavi edilebildiği için hastaların yaşam kalitesi de düzeliyor.
Fibromyalji, çoğunlukla 30-50 yaş arasında ve kadınlarda görülmekle
beraber her cinsi ve her yaş grubunu da etkileyebilen bir durumdur.
Toplumda görülme sıklığı ile ilgili çeşitli çalışmalarda yüzde 5 ile
yüzde 20 arasında değişen oranlar saptanmıştır. Hastaların çoğunlukla
yaygın vücut ağrıları, uyku bozukluğu, yorgunluk,tüm vücutta tutukluk,
baş ağrısı, kabızlık, ağrılı adet görme, ellerde ve ayaklarda
karıncalanma ile şişme gibi pek çok farklı yakınmaları vardır. Sıklıkla
bu yakınmalara yönelik pek çok farklı uzmanlıktan farklı hekimlere
başvurulmuştur. Kronik ağrı ile diğer yakınmalar hastada iş gücü
kaybına, psikolojik bozukluklara ve tanı ile tedavi maliyetinde
artışlara yol açmaktadır.
Fibromyalji
hastalığının nedeni tam olarak bilinmiyor. Hastalıktan geçirilmiş
travmalar, spor yaralanmaları, uyku bozuklukları, nörohormonal
bozukluklar, otonomik disfonksiyon, kas oksijenizasyon bozukluğu,
psikolojik bozukluklar gibi pek çok farklı etken sorumlu tutuluyor.
Şikayetlerin farklılığı tanıyı da zorlaştırıyor. Hastanın yapılan tüm
laboratuvar, radyolojik ve elektromyografik incelemeleri normal olarak
saptanır. Tanı genellikle iyi bir öykü ve fizik muayene ile şüpheye yer
bırakmayacak şekilde konabilir. Ancak özellikle myofasial ağrı sendromu,
kronik yorgunluk sendromu, polimyalji romatika, hipotiroidi, depresyon,
romatoid artrit, depresyon gibi hastalıklar hem fibromyalji ile
karışabileceği hem de beraber en sıklıkla rastlanabileceği için mutlaka
akılda tutulmalıdır" diye konuşuyor.
Tedavide multidisipliner yaklaşım şart
Kas ağrısından depresyona, tiroitten, uykusuzluğa kadar geniş bir
yelpazeye yayılan şikayetlerin tedavisi de multidisipliner bir yaklaşım
gerektiriyor. Hastaya hastalığı detaylı anlatılmalıdır. Fibromyalji
tedavisinin uzun sürebileceği, hemen bir sonuç beklememesi gerektiği
anlatılmalıdır. Bu aşamada eşlik eden psikolojik bozuklukların tedavisi
ile hastalığı şiddetlendiren nedenlerin açıklanması ve rahatlatıcı
yaklaşımlar konusunda hastanın bilgilendirilmesi önemlidir. Bu yönde bir
stratejinin tedavi sonuçlarını olumlu yönde etkilediği
bildirilmektedir. Uyku bozukluklarının düzeltilmesi önemli bir yer
tutar. Tedavide başta çeşitli antidepresan ilaçlar olmak üzere fizik
tedavi, hipnoterapi, akupunktur, kaplıca tedavisi gibi pek çok tedavi
yaklaşımı kullanılmaktadır. Ancak tedavinin ana merkezini egzersiz
tedavisi oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalar aerobik egzersiz
programlarının (düşük ağırlıkla fitness, yürüyüş, hafif tempo koşu,
yüzme, bisiklet binme) başlangıçta şikayetlerde hafif artışa neden olsa
da hareket kalitesini arttırdığı, ağrı yakınmalarını azalttığını
göstermiştir.
Yapılan araştırmalar, fibromyalji hastalığının bir kez ortaya çıktığında uzun süre devam ettiğini, zaman zaman şiddetlendiğini gösteriyor. Hastada kalıcı sakatlığa neden olmasa da kronik olarak devam eden yorgunluk, tutukluk ve ağrılar nedeniyle ciddi iş gücü kaybı ve tedavi maliyetleri ile aile bütçesine ve ekonomiye yük getiriyor. Yapılan araştırmalarda genç yaştaki hastalar ile uyku kalitesinde ciddi yetersizliği olmayanların tedaviden daha çok faydalandığı ve hastaların en az yüzde 50'nin eğitim, ilaç tedavi ve egzersiz tedavisi ile orta ve iyi derecede iyileşme gösterdikleri unutulmamalı ve hasta hastalığa yönelik en uygun tedaviyi planlayabilecek uzmana mümkün oldukça erken başvurmalıdır .