Allerjik hastalıklar büyük oranda kalıtsal faktörlerle oluşan bir hastalık grubudur. Allerji, organizmanın değişik etkenlere karşı farklı bir tepki verme biçimidir. Allerjiye yol açan maddeler (allerjenler) solunum yolundan (akarlar, polenler, mantar sporları, hayvan tüyü v.b), ağızdan (besin ve katkı maddeleri, ilaçlar) ya da deriden (ilaçlar, böcek zehirleri) vücudumuza girebilirler. Allerjik hastalıklar içerisinde astım bronşiyale ve allerjik rinit en yaygın olanlarıdır. Atopik dermatit, ürtiker, böcek, besin ve ilaç allerjileri allerjik hastalıklar başlığı altında sayılabilecek diğer büyük allerjik hastalık gruplarıdır.
Allerjik hastalıklarda aile öyküsü çok önemlidir.
Hem anne hem de babada allerjik bir hastalık varsa, allerjik hastalık
riski % 50-70'lere yükselmektedir.
Allerjik hastalıkların doğal
seyri bebeklik yaşlarında ortaya çıkan besin allerjileriyle başlar.
Bunun en iyi örneği inek sütü allerjisidir. Daha sonra 2-7 yaşlar
arasında en sık bronş allerjilerine, 7-8 yaşlardan itibaren de burun
allerjilerine rastlarız. Tüm bu hastalıklar birbirine dönüşebilir ve
çoğu kez aynı kişinin değişik yaş dönemlerinde bu allerjik hastalıkları
birbirini takiben izlemek mümkündür.
Astım bronşiyale her yaşta sık görülen ve dolayısıyla yaşam kalitesini, hastaların fiziksel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen kronik bir hastalıktır. Ülkemizde çocukluk yaşlarında astımın sıklığı % 9 düzeylerindedir. Astımda nöbetlere yol açan etkenlerin ortaya çıkarılması, benzer yakınmalara neden olan hastalıkların ayırt edilmesi, hastanın uzun süreli bir izleme ve tedavi programına uyumunun sağlanması ve hasta ailesinin bu konuda eğitilmesi, tedavinin başarılı sonuçlanmasını etkileyen başlıca faktörlerdir.
Allerji ve AstımÇeşitli allerjenlere karşı aşırı duyarlılık ile astım arasında sıkı bir ilişki vardır ve bu durum özellikle çocukluk yaşlarında daha belirgindir. Astıma neden olan allerjenler büyük oranda solunum yoluyla alınan allerjenlerdir. Bununla birlikte özellikle süt çocukluğu döneminde seyrek olarak besinler de astıma neden olabilmektedir. Tüm dünyada çocuk yaş grubunda astımın en sık nedeni olarak %85'lere varan oranda ev tozu akarları bildirilmektedir. Ev tozu akarlarının yanı sıra kedi ve köpek gibi ev hayvanlarının özellikle salgılarında bulunan allerjenler, hamam böceği allerjenleri ve mantarlar diğer önemli ev içi allerjenleridir. Çocukluk astımında polenler gibi ev dışı allerjenlere daha az rastlanılmaktadır.
Astım genelde ataklarla seyreden kronik
gidişli bir hastalıktır. Ataklar sırasında öksürük, balgam çıkarma,
solunum güçlüğü, göğüste sıkışma duygusu vardır. Bu yakınmalar bir süre
sonra kendiliğinden ya da tedaviyle düzelir. Bununla birlikte ağır astım
grubuna giren hastalarda atak dışında da yakınmalar sürebilir. Böyle
hastaların önemli bir bölümü kendilerini bu duruma "adapte" etmişlerdir.
Fizik muayenede saptanan solunum sıkıntısı belirtilerine karşın
kendilerini iyi hissettiklerini söyleyebilirler. Bir kısım "hafif
astımlı" hastada ise hiç solunum sıkıntısı olmaksızın, sadece öksürük
nöbetleri şeklinde ataklar olabilir. Astım tanısı öncelikle klinik
bulgularla konur. Bu tanı özgeçmiş ve soy geçmiş öyküleriyle
desteklenmeli, yardımcı laboratuvar yöntemleriyle pekiştirilmeli ve
olası benzer hastalıklar ekarte edilmelidir.
Tanıda yardımcı laboratuvar testleri;
Allerjik
rinit en sık rastlanan kronik sağlık sorunlarından birisidir. Burun
mukozasının IgE antikorları aracılığıyla oluşan iltihabi bir
hastalığıdır. Ülkemizde allerjik rinitin okul çocuklarındaki sıklığı %
4,6-%11,7 arasında değişmektedir.
Allerjik rinit yaşamı tehdit eden
bir hastalık olmamakla birlikte önemli ölçüde okul ve iş devamsızlığına
neden olabilen, yaşam kalitesini bozan ve gerek tanı gerekse de tedavi
için önemli miktarda ekonomik kaynağın tüketilmesine neden olan bir
durumdur. Bu hastalığın görülme sıklığı 7-10 yaşlarından sonra buluğ
çağı ve erişkin dönemde önemli bir artış gösterir.
Allerjik rinitli
çocukların anne babalarında ya da yakın aile bireylerinde de genellikle
allerjik rinit başta olmak üzere astım, atopik dermatit gibi allerjik
hastalıklar bulunur. Ev ya da okul değişikliği, evde hayvan besleme
alışkanlığı, yatak odasında halı ya da benzeri toz tutucu eşyaların
varlığı, evin ısınma biçimi, pasif sigara içiciliği tetikleyici
faktörler olabilir.
Hastaların başlıca yakınmaları sıklıkla su gibi,
bazen de beyazımsı olabilen burun akıntısı ya da inatçı tıkanıklık,
hapşırma nöbetleri ve burun kaşıntısıdır. Koku ve tat alma duyuları
bozulabilir. Ağızdan soluma, buna bağlı ağızda kuruma ve kötü ağız
kokusu sık bir bulgudur. Çocuklarda ve erişkinlerde gece öksürükleri,
uyku bozuklukları, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir.
Bunlara ek olarak gözlerde yaşarma, kızarma ve kaşıntı olabilir.
Hastanın öyküsü ve fizik muayene bulguları allerjik riniti
düşündürdüğünde tanıyı doğrulamak için bazı laboratuvar tetkikleri
gerekebilir. Bunlar;